Özet
Türkiye türkçesinde ''Anlam bilimi (Semantik)'' tezin ana konusu ve dilin adlandırma ve sınıflandırma incelemesini ele alır. Türk dilbilimcilerine göre bu dilbilimlerin şubesine bir tanım sunar. Semantik, tarih bakımından başlanlangıcı, oluşunu ve geliştirmesini de inceleniyor.
Bu konu ile ilgili yayınlanmış olan bazı tezlerin de alındı. Türk dilbilimcilerin görüşünu Mehmet Hengirmen, Konay Karaağaç, Sezai Güneş, Fuat Bozkurt ve Hüseyin Atay ve diğerlerdir.
Bu tez anlam bilimi dalların özellikleri ve anlam değiştirmesi
... Show MoreThis is an abstract of a thesis entitled `` style and characteristics of Omar Saifaddin`s Stories ''. The study is concerned with Turkish fiction and what characterizes Saifaddin`s stories .
Saifaddin ( 1884 – 1920 ) writes short stories , novels, plays and poems . He is also atranslator and literature teacher . He is influenced by Namiq kaamil, Khalid dhayaa, Hussein Jahid Jahid and Mohammad Rauf . He has a good command of French . His works are characterized by simplicity and wisdom . Among them are `` The Morsel, Calling to Prayer, Mosquitoes, The Rooster, The Crazy, Grey Hair, The Bomb, The noble People, Spring, Brothers and admiration. Many of his stories are translated into
... Show MoreÖzet
Sözlü Türk halk edebiyatı ürünleri içinde önemli yere sahip olan türlerden biri de atasözleridir. Atasözleri, nesilden nesile halk ağzında dolaĢan, kimin söylediği bilinmeyen, birtakım gerçekleri kısa ve öz bir Ģekilde ifade eden sözlerdir. Türk atasözleri Orhun Abideleri‟nde ilk kez karĢımıza çıkmakla birlikte, Uygur dönemi yazıtlarında ve özellikle Dîvânü Lûgati‟t Türk‟te geniĢ yer bulmuĢtur. Dilin anlatım ve kullanım imkânlarını geliĢtiren atasözlerine, dünyanın bütün dillerinde rastlanabilir. Bunun için, söyleyiĢte güzel, anlatımda güçlü, kavramda önemli unsurlar içeren kalıplaĢmıĢ sözler halinde bulunurlar. Bu çalıĢmada, Türk halk edebiyatında atas
Özet
Sözlü Türk halk edebiyatı ürünleri içinde önemli yere sahip olan türlerden biri de atasözleridir. Atasözleri, nesilden nesile halk ağzında dolaşan, kimin söylediği bilinmeyen, birtakım gerçekleri kısa ve öz bir şekilde ifade eden sözlerdir. Türk atasözleri Orhun Abideleri’nde ilk kez karşımıza çıkmakla birlikte, Uygur dönemi yazıtlarında ve özellikle Dîvânü Lûgati’t Türk’te geniş yer bulmuştur. Dilin anlatım ve kullanım imkânlarını geliştiren atasözlerine, dünyanın bütün dillerinde rastlanabilir. Bunun için, söyleyişte güzel, anlatımda güçlü, kavramda önemli unsurlar içeren kalıplaşmış sözler halinde bulunurlar. Bu çalı
... Show MoreIn the tenth century, Turks began to convert into Islam and adopted for official and literary use the Arabic language to study the teachings of the new religion they believed in. The use of many of the loanwords have become absolute in the Ottoman period, but even in Modern Turkish a large number of loanwords from Arabic can be often recognized because they are not subject to the strict rules of Turkish. Yet, some of these words lost its original meaning and acquired new different Turkish meaning. Moreover, some of the Arabic nouns of singular form in Turkish, modified the plural Turkish form. The present study entitled “the adaptation and the different modifications of borrowed Arabic Plurals in Modern Turkish” sheds light on
... Show MoreSıfat - Fiillere Osmanlıcada fer’i fiil adı verilmektedir. Sıfat - fiiller için çeşitli kaynaklarda, kılın adı (kılın sanı[1]), ortaç[2], sıfat - fiil (sıfat - eylem[3]), partisip[4], isim - fiil[5] gibi terimler kullanılmıştır.
Sıfat - fiiller, isim- fiiler gibi fiilden türerler. Aldıkları belli başlı ekler vardır. Bu eklere sıfat - fiil ekleri denir.sıfat - fiiller, cümlede bir sıfat gibi görev yaparlar. Sıfatlar gibi isimlerin önün gelirler ve onları nitelerler tıpkı bir sıfat gibi ismin hal eklerini alab
... Show MoreEski Anadolu Türkçesi, Türk dilinin nasıl ve ne zaman
teşekkül ettiği hâlâ tartışmalı olan dönemlerinden biridir. Bazı
araştırıcılara göre Anadolu‘ya gelen Oğuzların 13. yüzyıldan önce
yazı dilleri yoktur ve onlar 11. ve 12. yüzyıllarda Türkçeyi sadece
sözlü edebî geleneklerinde devam ettirmişlerdir. Yazı dilleri
Arapça ve Farsçadır. Şartların olgunlaşmasıyla 13. yüzyıldan
itibaren Oğuzcaya dayalı yeni bir yazı dili meydana gelmiş ve bu
dille eserler yazılmaya başlanmıştır. Bazı araştırıcılar ise telif
tarihleri ve yerleri bilinmeyen ve ―karışık dilli‖ tabir edilen
birtakım eserlerden hareketle, Oğuzların 12. yüzyıl ortalarına kadar
Kara
The Turks used the Ottoman Turkish language from the thirteenth century to the twentieth century. During this period and under the influence of Islamic civilization, a large number of words and structures were used from the Arabic and Persian languages, Therefore, many Arabic grammatical structures were used in the Ottoman Turkish language, such as the definite article simply because it was widely used.
The paper is concerned with the use of the Arabic definite article in the Ottoman Turkish language, and the aim of this contrastive study is to find out the similarities and differences between the two languages in terms of meaning and structure. Since linguistic studies depend on the practical side or applied approach, two
... Show MoreÖnsöz
Ali Şir Nevai’nin vücuda getirdiği edebi Çağatayca, edebi ve canlı bazı Türk şivelerinin işlenmesinden ve kaynaşmasından hasıl olmuştur. Bu gün bu dilin
fonetik bünyesi hakkında, en çok bilgi veren, yine Nevai’nin kendisidir. Onun―Muhakeemet-ül-luğateyn‖ adlı eseri, bu bakımından büyük bir değer taşımaktadır.Bu eserinde Nevai, bir taraftan Türk dilinin Farsçaya üstünlüğünü ispata kalkışken, bir taraftan da kendi Türkçesinin fonetik ve morfolojik özelliklerini belirtmiştir. O, Arab imlası kaidesi üzerine ayni şekilde yazılarak, semantik yönden başka başka manalarda kullanılan kelimeleri sıralarken, açık bir surette, edebi Çağataya şivesinin fonetik bünyesini d
L'écrivaine française Marguerite Duras, née en Indochine en 1914, est considérée comme l'un des écrivains dont les œuvres se distinguent par la nouveauté. Cela lui accorde une grande renommée depuis le début de ses écrits. Il est vrai que Duras n’était pas une théoricienne, mais certains l'a mise avec les romanciers du Nouveau Roman comme Alain Robbe-Grillet, Nathalie Sarraute et Michel Butor. D’autres critiques l’étudient en fonction de la modernité qui caractérise ses œuvres littéraires.
Cette recherche étudie la réception des œuvres littéraires de Marguerite Duras en Irak. L'étude comprend une introduction au roman en Irak : ses ressources, son développement, et l'effet du roman étrang
... Show More